Enerji Geçişi Uygulamaları

Enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıtların kullanımıyla açığa çıkan sera gazları, özellikle CO2, küresel ısınmanın en önemli nedeni olarak görülüyor. Enerji üretim yöntemlerinin çeşitlendirilmesi ve petrol, doğal gaz, kömür yerine yenilenebilir kaynakları kullanan teknolojilerin geliştirilmesi, enerji geçişi kavramının temelini oluşturuyor. SOCAR Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş.’de, enerji geçişine katkıda bulunmak için tek bir çözüme odaklanmak yerine farklı alanlarda ve seviyelerde araştırma ve geliştirme aktiviteleri yürütüyoruz. Enerji kaynağı olarak fosil yakıtları temel alan kimyasal üretim süreçlerinin yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi sistemleriyle destekleyen tasarımlar, denemeler ve malzeme araştırmaları yapıyoruz. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin ortaklığıyla elde ettiğimiz bilgi ve tecrübeyi sanayi süreçlerimize uygulayarak enerji dönüşümünde fark yaratmayı amaçlıyoruz. Ufuk 2020 programı kapsamında fon almaya hak kazanan NEFERTITI projesiyle, yalnızca yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi kullanarak karbondioksit ve sudan, değerli kimyasalların üretilmesini hedefleyen bir yapay fotosentez sisteminin tasarım, üretim ve uygulama aşamalarında, alanının önde gelen uluslararası araştırmacılarıyla ortak çalışmalar yaparak aktif rol oynuyoruz. Güneş enerjisinden faydalanarak katalitik reaksiyonların uluslararası bir ortakla yürütüldüğü bir başka projede ise algler yardımıyla sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretim sürecini tasarlıyor ve pilot ölçekte uygulamayı hedefliyoruz. Üniversite ortaklığıyla yürüttüğümüz bir başka projede, geleneksel termokimyasal yöntemlerle üretim yerine elektrokimyasal süreçleri çalıştırıp yenilenebilir enerji sistemleriyle besleyerek sera gazı açığa çıkmasını engelliyor; reaksiyon verimini ve seçimliliğini artırıyoruz. Enerji geçişinin bir başka önemli unsuru da yeni enerji taşıyıcılarının üretilmesi ve kullanılması. Hidrojen gazı, yüksek enerji taşıma kapasitesine sahip olması ve yakıt olarak kullanıldığında sera gazı açığa çıkarmaması nedeniyle bu anlamda oldukça önemli bir yere sahip. Elektroliz teknolojileri ve yenilenebilir enerji sistemlerinin desteğiyle ham madde olarak suyu kullanıp bu değerli enerji taşıyıcısını “yeşil” üretmek mümkün. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biriyle yürüttüğümüz bir başka projemizde elektroliz sistemlerine odaklanıyor; “yeşil” hidrojen üretimi için gerekli bileşenlerin tasarım ve üretim sürecinde görev alıyoruz. Enerji geçişinde önemli rolü olan adımlardan bir diğeri de ham maddesi fosil yakıtlar olan hidrojen üretim metotları. Geleneksel hâlleriyle yüksek enerji ihtiyacı olan bu reaksiyonlar, hidrojen üretimini büyük ölçekte mümkün kılıyorlar. SOCAR Ar-Ge, bu reaksiyonların seçimliliği yüksek, çevre dostu katalizörler ve yenilenebilir enerji sistemleriyle desteklenmesi üzerine üniversite ortaklı çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, bu reaksiyonların enerji ihtiyaçlarını azaltmak ve yüksek seçimlilikte, oda koşullarına yakın şartlarda yürütülebilmesi için yenilikçi metotlar kullanan temel araştırma projelerine de tam destek veriyor.

Enerji kaynağı olarak fosil yakıtları temel alan kimyasal süreçlerin yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi sistemleriyle uyumlu olması için öncü çalışmalar yürütüyoruz. Üniversite ortaklığıyla yürüttüğümüz bu çalışmalardan elde ettiğimiz araştırma metotlarını ilgili sistem tasarımlarına uygulayarak enerji dönüşümünde fark yaratmayı amaçlıyoruz.

Fosil yakıtlardan enerji üretilmesinde kullanılan metotların elektrokimyasal sistemlerle entegrasyonu için araştırmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda geliştirdiğimiz projelerle, oda koşullarında enerji verimliliği yüksek üretim çözümleri geliştiriyoruz.